Kerpe, Kefken Motosiklet Gezisi

21 Mayıs 2006

İki pazardır Kerpe’ye gitmek istiyorduk fakat bir türlü kısmet olmuyordu. Bu hafta sonu aslında Marmaris ve Bodrum’a dalışa gidecektim ama yol gözümde büyüyünce Ahmet’i satıp İstanbul’da kaldım. Bir de Hillside Kurumsal Basketbol Turnuvası’na katılmıştık. Maçlar için kondisyon depolayacaktım. 

Bu hafta içi bizim gruptan pek ses çıkmadı. Ahmet Marmaris’e, Selçuk Akan Şile’ye, Erdem Akçay’a gidiyordu. Selçuk Bertan, Tahir ve Onat geliriz demişlerdi. Tuğrul da Cuma akşamından Kerpe’ye, Göksellerin yazlığına gidiyordu. Onunla orada buluşacaktık.

Şile Yolunu Kullanmadık

Pazar sabahı Bertan da bizi sattı. Dışarıda muhteşem bir hava vardı. Sanırım yaz artık geldi. Saat dokuzda Yapı Kredi’nin önünde Tahir (KTM Duke) ile buluşup Ataşehir Shell’e gittik. Ben depomu doldururken Onat geldi. Varadero (Gölge Yele) çok yakışmış Onat’a. Hani derler ya boyu boyuna, huyu huyuna… Kazasız, belasız binesin yeni motoruna.

Biraz ayak üstü muhabbet edip yola koyulduk. İlk hedefimiz Opet Mehmetçik Tesisleri. Otobana çıktıktan sonra rahat bir tempo tutturup Opet’e geldik. Burada hafif bir şeyler atıştırıp, çay içtik.

Mehmetçik Tesisleri

Moladan sonra Kandıra’ya doğru gaz açtık. Trafik tenha sayılırdı. Ortalama 140-150 km/sa hızla yol alıyorduk. Kandıra sapağında otobandan çıktık. Daha önce Bertan ile uyguladığım tek OGS – iki motor projesini, Tahir ile de gerçekleştirdik. 

Kandıra yolu oldukça kaliteli ve manzaralı bir yol. Çok tatlı virajlar var. Bertan gelmediğine pişman olacak. Hava sıcak olduğundan lastik kaliteli asfalta yapışıyordu. Kandıra’dan sonra yol daraldı virajlar keskinleşti. Ben kendi çapımda virajları hızla dönmeye başladım. 

Bir süre sonra yol çatal oldu. Sağ tarafa dönüp Kerpe yoluna girdik. Bir tepenin üstüne çıkınca Kerpe uzaktan göründü. Motorlardan inip fotoğraf çektik, çekildik.

Onat ve Tahir, Gölge Yele’nin arkasında
Kara Kızım ve ben
Kerpe Göründü

Kerpe’ye ulaşınca Tuğrul’u aradım. Gelip bizi meydandan aldı. Meydan dediğim de 2, 3 bakkalın yan yana olduğu küçük bir göbek (41° 09’27N – 030° 12’01E / 0m). Bu arada Ataşehir Shell’den 146 km yazmış takometre. Sahile inip diğer arkadaşlarla buluştuk. Kordon boyunca çeşitli yeme içme mekanları var. Biz en sondaki mekana girdik. Tuğrul’un üniversite arkadaşlarıyla benim arkadaşları tanıştırdım. Yıldız tayfası kahvaltı ederken biz de çay içtik. Oturduğumuz yerden manzara şöyleydi:

Kerpe, Kordon
Kerpe
Sol baştan: Gökhan, Göksel, Ben  Sağdan: Evren, Umut, Tahir, Onat
Otel Varuna Tesisleri

Kahvaltıdan sonra Göksel bizi evlerine götürdü. Evin terasına çıktık. İnsanın ömrünü uzatan türden muhteşem bir manzarası vardı. Hemen fotoğraf makineme davrandım. Keşke 350D yanımda olsaydı diye de hayıflandım. Kerpe’nin en çekici tarafı, dalgaları ile tanınan Karadeniz kıyısında denizinin her zaman durgun olması. Kerpe koyunu birbirinden çekici kayalıklar sarmış.

Kerpe Koyu
Teras Keyfi
Uzaklara bakıp dalan adam motifi

Evde yorgunluk attıktan sonra çevre gezisine çıktık. Göksel bizi falezlere götürdü. Denize girdikleri gözden uzak yerleri gösterdi. Yaz olup turistler gelince, turistlerin bilmediği yerlerde denize giriyorlarmış. Biz de öğrenmiş olduk.

Falezler
Falez Hatırası
Falez Fatihi
Karadeniz

Falezleri bitirdikten sonra bu sezon açılan Kerpe Diem isimli cafeye uğradık. Suadiye’deki Carpe Diem’i bilenlerin gülümsediğini görebiliyorum. Güzel bir manzara eşliğinde kahvenizi yudumlayabilir, tavla oynayabilirsiniz. Biraz da burada oyalandıktan sonra tekrar Göksellerin evine gittik. Kaksların vizörlerini temizledik, ihtiyaçlarımızı giderdik. Göksel’e teşekkür edip, vedalaştık.

Kerpe Diem
Kerpe Diem
Sanatsal Bir Çalışma

Yeni rotamız Pembe Kayalar, Kefken. Daha önce İkiteker’de okumuştum. Hazır buraya kadar gelmişken orayı da görelim dedik. Kefken’i geçtikten sonra yol tırmanışa geçiyor. Sol taraftan toprak bir yola girdik. Yaklaşık 2 km kadar taş, toprak üstünden gittikten sonra Pembe Kayalara ulaştık. Bize enteresan gelmedi. Kayanın özelliği ıslatılınca yumuşaması kuruyunca da sertleşmesiymiş. Bu yüzden ıslakken şekil vermek kolay oluyormuş. Bana göre asıl Pembe Kayalar başka bir yerde. Ben böyle blok blok kaya bekliyordum. Bir kaç fotoğraf çekilip yemek yiyeceğimiz Alabalık lokantasına doğru yola koyulduk.

Pembe Kayalar
41° 11’10N – 030° 13’41E / 10m
Atları çayırda otlamaya bıraktık

Kefken’i arkada bırakıp Kandıra yoluna girdik. İlk Kerpe girişini pas geçip ikinci girişten sağa saptık. Kerpe’nin girişinden de sola sapıp yeni bir toprak yola girdik. Yaklaşık 2 km sonra Alabalık tesislerine vardık. Ortam çok güzeldi. (41° 08’04N – 030° 11’22E / 29m). Gerçi ufak çocuklar epey gürültü yapıyordu ama biz fazla takmadık. Yemekler lezzetli ve hesaplıydı ancak servis felaketti. Çalışan eleman sayısı az olduğundan siparişler oldukça gecikmeli geliyordu. Sonunda çayı beklemekten vazgeçip hesabı istedik.

Soğukpınar Alabalık Tesisleri
Yorgun ve mayışmış arkadaşlar
Soğukpınar Mevkii
Eve dönüyoruz

Kerpe’den ayrılıp Kandıra’ya doğru yola koyulduk. Yine o güzel virajlı yoldan otobana ulaştık. Otobana girmeden depoları doldurduk. Otoban oldukça kalabalıktı. Tatilciler eve dönüyordu. Ama motor olunca bize trafik olmuyor. Bol sollamalı, sağlamalı bir yolculuktan sonra Onat’ın el etmesiyle Opet’e girdik. Burada İkiteker’den CocaCola ve Specific ile karşılaştık. Forumlardan tanıyordum ama şahsen tanışmamıştık. Biraz ayak üstü sohbet ettik. Ankara’dan geliyorlarmış. “19 Mayıs’ta 1000 Motorla Anıtkabirdeyiz” organizasyonuna katılmışlar oradan dönüyorlarmış. Keşke fotoğraf çekmek aklıma gelseydi o an. Onlarla vedalaşıp biz İkbal’e girdik. Gezimizi değerlendirdik. Normalde bu işi Bimexcar’da yapardık. Bazılarının kafası acımış olabilir. 

Çok güzel bir gezi oldu. Geziye katılan, bizi ağırlayan herkese buradan teşekkür ediyorum. Bir başka gezide buluşmak dileğiyle.