10 – 13 Mayıs
Hillside CC Trio, Didem’i bu sene de (söz verdikleri halde) spor fuara götürmeyince iş yine başa düştü. Sıcak bir bahar sabahı, bu yıl yedincisi düzenlenen, Avrupa’nın en büyük spor fuarlarından biri olan, Rimini Wellness’a katılmak üzere İtalya’nın yolunu tuttuk. Geçen senenin aksine fuarı oldukça geniş kapsamlı gezdim. Fuarın en gözde grup egzersizi ise açık arayla Zumba Fitness idi. Bol bol fotoğraf ve video çektim. Öyle ki çektiğim fotoğraflar Zumba’nın kurucusu Beto Perez’in Facebook sayfasında yayınlandı. Buyurun fuarı beraber gezelim.
Öncelikle fuar ile ilgili biraz bilgi vereyim. Fuar İtalya’nın sahil şehirlerinden biri olan Rimini’de Mayıs ayında düzenleniyor. Fuar geçen sene Mayıs’ın ilk Pazar’ı bitmişti, bu sene ise ikinci Pazar’ı. Rimini önemli bir tatil yöresi olduğundan (Adriyatik’in en uzun kum sahil şeritlerinden biri) otel yönünden bir sıkıntı yok. Her bütçeye göre otel buluyor. Biz bu sene de geçen sene çok memnun kaldığımız Aqua Hotel‘de kaldık. Oteli şiddetle tavsiye ederim. Hem eski kent merkezine hem de sahile yürüme mesafesinde. Hemen önünden kalkan otobüse binerek fuar alanına da kolayca ulaşabilirsiniz. Fuara ulaşmanın diğer bir yöntemi de bisiklet. Avrupa’nın çoğu şehrinde olduğu gibi Rimini’de de bisiklet oldukça yaygın kullanılıyor. Hatta kaldığımız otel müşterilerine bedava bisiklet temin ediyordu. Oda numaranızı söyleyip bisikletin anahtarını alıyorsunuz. İstediğiniz kadar gezip anahtarı tekrar resepsiyona bırakıyorsunuz. İşlem bu kadar basit. Bu hizmeti veren başka oteller de var. Otelinizi ayarlarken bu özelliğe de dikkat edebilirsiniz.
Rimini Fiera oldukça büyük bir fuar alanı. Rimini Wellness bu büyük alanın tamamına yayılmış durumda. Zumba Fitness ise D5 salonunun yarısını kullanıyordu. Zaten fuarın ilk günü olan Perşembe sabahı soluğu burada aldık. İnsanlar yeni yeni fuara gelip birazdan dans edecekleri pistte yer tutuyorlardı. Geçen seneye göre sahne çok daha güzeldi. Dans alanının arka tarafına ise Zumba Shop kurulmuştu. Buradan Zumba ile ilgili kıyafet ve aksesuar alabiliyorsunuz ama elinizi çabuk tutmanız lazım. Nitekim Cuma akşamı bütün malları bitirip kepenk kapattılar. Amerikalı’ların bu ürün pazarlama kabiliyetlerine hayranım. Hiç bir özelliği olmayan (bana göre) dandik kumaştan kıyafetleri Nike’tan, Adidas’tan pahalıya satıyorlar.
Alışverişten sonra sıra Zumba ünlüleri ile fotoğraf çekilmeye geldi. Kendimi böyle durumlarda düğün fotoğrafçısı gibi hissediyorum ama artık başa gelen çekilecek. En azından herkes değişik pozlar vermeye meraklı.
Önce sahneye Jani Roberts çıktı. Pistteki insan sayısı şarkılar ilerledikçe artıyordu.
Jani’nin dersinden sonra Didem, Zumba Shop’a gitti. Ben de çektiğim fotoğraflara bakıyordum. Birden heyecanla yanıma geldi. Beto oradaymış, onun yanına gitmemiz gerekiyormuş. Heyecanını görseniz inanamazsınız. Gerçi anlamak lazım. Benim için Kobe ne ise onun için de Beto o :). Yanına giderken video çekelim video çekelim diye söyleniyordu. Önce bir kaç poz foto çektim. Sonra da İstanbul’dan geldiğimizi ve Türkiye’deki ZIN’ler ve Zumba severler için bir şeyler söylemesini rica ettim. O da sağ olsun bizi kırmadı. Çekimleri yazının en sonundaki videoda görebilirsiniz.
Ve sahne alma sırası Beto’ya geldi. Aslında hala pist çok kalabalık değildi. Ama bugün fuarın ilk günü. Üstelik saat on bir buçuk. Muhtemelen hafta sonu daha kalabalık oluyordur. Zumba severler için güzel bir an. Hem Beto var hem de dans edecek yeterli alan :). Zaten Didem bu fuara gelmeyi o yüzden çok istiyor. Diğer büyük organizasyonların hiçbirinde Beto ile bu kadar uzun master class yapamıyorsunuz. Örneğin üç gün süren Londra Konferansında Beto ile sadece bir saat master class yapabilmişler. O da önceden kayıt yaptırabildiyseniz. Oysa burada 4 gün boyunca sabah akşam Beto var :).
Zumba sabah seansı bitince aynı salonda bulunan XTempo adlı grup egrzersiz dersine biraz baktım. Kurucusu İtalyan olan bu derse de Zumba kadar olmasa da oldukça yoğun bir ilgi vardı. Aslında broşürlerini inceleyince biraz Zumba’ya özendiklerini gördüm. Aynı Zumba gibi dansı ön planda tutuyor. Spring, Latin, Dance, New Aerobic, Sculpt ve Aqua gibi çeşitleri var. Ben oradayken step dersine benzer “Spring” dersi yapılmaktaydı. Yani stepten farkı ne derseniz dışardan pek bir fark algılayamadım. Benim anladığım bu tip grup egzersiz derslerine çeşitli adlar vererek bir marka yaratmaya çalışıyorlar. Sonra bu markanın eğitmeni olmak için para veriyorsunuz, logolu ürünlerini giymek için de…
Bir sonraki durağımız yine İtalyan kökenli bir grup egzersizi: Fit Boxe. Adından da anlaşılacağı üzere grup halinde boks yapıyorsunuz. Yukarıdan sallanan boks çuvalları yerine taşınabilir boks minderleri ile çalışıyorsunuz. Hem yumruk hem de tekme atıyorsunuz. Günün bütün stresini almaya aday bir egzersiz. Minderlerin üzerine sevmediğiniz patronunuzun fotoğrafını koyabilirsiniz.
D salonunun dışına çıkınca eğlenceli bir grup egzersiz dersi beni karşıladı. Jill Cooper ile aerobik. Jill Cooper İtalya’nın önde gelen eğitmenlerinden biri. Küçük trambolinler üzerinde verilen bir ders bu. Dışarıdan oldukça keyifli geldi. Hillside’da da bu sezon dahil oldu ama hiç girmişliğim yok. Ama dersin haricinde trambolinin üzerine çıkıp çeşitli hareketler denerken düşmüşlüğüm var :).
Gelelim açık havada yapılan grup egzersizlerine. Fuar alanının avlusuna portatif havuzlar kurulmuş. Bu havuzlarda çeşitli grup egzersizleri yapılıyor. Benim en çok ilgimi çeken egzersiz Acqua Pole oldu. Adından da anlaşılacağı gibi suyun içinde yapılan direk dansı. Ayrıca Aqua Zumba da bu sene havuzda yerini almıştı. Havuz bisikleti ya da Acqua Pole’un aksine herhangi bir ekipman ihtiyacı olmadığından tatil köyleri için biçilmiş kaftan. Modası geçmiş sıkıcı havuz jimnastiklerinin yerini almaya aday bir egzersiz.
Avluda havuzların yanında dev çadırlar da var. Bu çadırların içinde yine son zamanların favori grup egzersizleri yapılıyor. Bunlar içinde benim en sevdiğim spinning yani sabit bisiklet dersleri. Çeşit çeşit grup spinning dersleri gördüm. Ayrıca yurdumuzda pek görülmeyen özel yürüyüş bantlarında yapılan grup egzersizleri de Avrupa’da oldukça popüler. Zaten günümüzde spor salonunuzda bir fark yaratmak istiyorsanız bu popüler grup egzersizlerini sınıflarınıza dahil etmeniz gerekiyor. Zumba Fitness’in en popüler grup egzersizi olduğunu söylemiş miydim? :).
Ve Almanya’da çok popüler olan Yeni Zellanda kökenli bir grup egzersizi: LesMills. Bu egzersizin de bir çok farklı çeşidi var: BodyAttack, BodyBalance, BodyCombat, BodyPump, BodyVive… Cross Fit, Cross Training, Boot Camp gibi hem kas gücünüzü hem de kardiyovasküler sisteminizi güçlendiriyor. Ben bunların içinde en çok Reebok Cross Fit’i beğendim. Ama açık havada yapacaksak Boot Camp tercihim olur.
Fuarda fitness cihazları da önemli bir yer tutuyordu. Bir çok üretici son model cihazlarıyla fuara katılmıştı. Özellikle sektörün iki büyük firması Life Fitness ve Techno Gym tam bir gövde gösterisi yaptılar. Techno Gym’in Kinesis istasyonları oldukça ilgimi çekti. Vücudunuzun hemen her bölgesini bu cihazlarla kinesis prensiplerine sadık kalarak çalıştırabiliyorsunuz.
Pilates ve yoga olmadan bir spor fuarı olur mu? Bütün ünlü pilates markaları ile meşhur yogiler de fuarda yerlerini almıştı.
Fuarı gezerken Skechers standı dikkatimi çekti. İnsanları akrobat misali bir kayışın üzerinde yürütüyorlardı. Onlar da dengelerini korumaya çalışırken adelelerini kasıp kalori harcıyorlar. Eh en azından kas gruplarının çalıştığını görebiliyorsunuz. Yoksa sadece bir ayakkabı giyip yürümekle poponuz Kim Kardashian’ın poposu gibi olmuyor. Zaten bu yanıltıcı reklamlar yüzünden açılan davada Skechers 40 Milyon Dolar ceza ödemek zorunda kaldı.
Reebok fuara oldukça geniş kapsamlı katılmış. Cross Fit, istasyonlar, step, spor ekipmanları ve tabii ki giyim kuşam… Step için ünlü eğitmenlerle çalışmışlar. Bunlardan biri Didem’in Türkiye’de eğitim aldığı Julio Papi. Tabi Zumba’dan sonra stepin pabucu dama atıldı ama Hilside’da hala haftada iki tane ders veriyor. Burada Papi’nin iki master class dersine girdi. Valla sevdiğim diye söylemiyorum ama koreografisi çok güçlü.
Fuarın ikinci günü sabah soluğu yine Zumba salonunda aldık. İlk seansı dün olduğu gibi yine Jani veriyordu. Şarkının birinde Didem de sahneye çıktı. Böylece muradına ermiş oldu :). Jani’den sonra ise Beto sahne aldı. Ben şarkılar dünkülerle aynı olur diye düşünüyordum ama çoğu değişikti. Tabi koreografiler de…
Zumba’nın sabah seansları bitince fuarın gezmediğim yerlerini dolaşmaya başladım. Dün şöyle bir baktığım Life Fitness’in ve TechnoGym’in standtlarını daha alıcı gözle gezdim. Tekrar söylüyorum kinesis istasyonları çok başarılı. Tabi düzgün bir antrenman yapmadım ama ilk izlenimlerim olukça olumlu.
Bu arada Vibram firmasının ürettiği ve ayak eldiveni diyebileceğimiz ürünlerin test edildiği stantta biraz takıldım. Burada çeşitli yüzeyler üzerinde önce çıplak ayak dolaşıyorsunuz. Sonra da vibram ürünleriyle aynı turu yapıyorsunuz. Ben iki sene önce Kaliforniya’ya gittiğimde görmüştüm bunları. Artık Avrupa’da da satılıyor demek ki. Kim bilir, bir sonraki Amerika seferimden belki ben de ayaklarımda bir çift Vibram 5 Fingers ile dönerim.
Cumartesi günü Didem’i satıp Ravenna’ya gittim. Spor spor bir yere kadar biraz da yer görelim. Pazar sabahı ise erkenden fuarın yolunu tuttuk. Ve işte geçen sene hatırladığım kalabalık buydu. Daha turnikeler açılmamıştı ama binlerce insan kapıda kuyruk olmuştu. Hava da bir bozmuştu ki sormayın. İnceden yağmur yağmaya başlamıştı. Sıcaklık on derece falan düşmüştür. Zaten bütün havuz dersleri iptal edildi.
Kapılar açılınca ilk önce Zumba salonuna gittik. Pist ağzına kadar dolacağının sinyallerini şimdiden veriyordu. Beto, Jani’den sonra sahne aldı. Artık mahşeri bir kalabalık ahenkle o ne yapıyorsa aynısını yapıyordu. Bu kadar büyük bir grubun ahenkle aynı hareketleri yapmasını izlemek oldukça keyifliydi. Kah video, kah fotoğraf çekerek bu anları ölümsüzleştirdim. Bir ara sahneye arkamı dönmüş ellerimi başımın üstünde kaldırarak kör fotoğraf çekiyordum. O anda biri makinemi çekiştirdi. Bir baktım Beto makinemi almış kalabalığın fotoğrafını çekiyor :). Ulen sakın düşüreyim deme Mark 2’mi. Daha taksitleri bitmedi.
Bu arada size söylemeyi unuttum. Beto sabah akşam Zumba master class yapıyor demiştim ya, iki seans arasında da Zumba Sentao master class yapıyor. Sentao sandalye ile yapılan bir Zumba çeşidi. Didem ilk kez Londra Konferansında denemiş beğenmemişti. Burada ise çok hoşuna gitti. Sanırım olay dersi veren eğitmende bitiyor. Dersi Beto veriyorsa her ders seviliyor. Buna benzer durumları Türkiye’de de yaşıyoruz. Bir şeklide sertifika almış herkes kendini Zumba eğitmeni sanıyor. Es kazara böyle bir yeteneksizin dersine girerseniz Zumba’dan soğuyabilirsiniz. Hatta bazılarını TV programlarında da görüyorum. Kafasını gözünü kıra kıra Zumba yapıyorlar. Ne koreografi var ne de kulak. O kadar adım kaçırarak ben bile Zumba dersi veririm.
Zumba Sentao’dan sonra Didem ile tekrar fuarı dolaşmaya çıktık. Zaten dolaş dolaş bitmiyor. Evet standlar sabit ama sürekli yeni bir hoca, yeni bir ders veriyor. Örneğin Didem benim adını bilmediğim ünlü bir yogi gördü. Böylece bu dersi de izleme şerefine nail oldum :). Hatta bazı hareketleri yapmamı da istedi ama yok artık o kadar uzun boylu değil.
İlgimi çeken bir başka stand ise yukarıda fotoğrafını gördüğünüz stand oldu. İtalyan Akutu muydu yoksa devletin resmi arama kurtarma birimi miydi bilemiyorum. Düz duvar tırmanışı, ip geçişi ve yukarıdan kabloda süzülerek yere iniş. Didem’in de çok hoşuna gitti. Bundan daha zor bir parkuru Volkan ile Almanya’da bir eğlence parkında geçmiştim. Didem de beni videoya almıştı. Şimdi o geçecekmiş ben onu videoya alacakmışım ama gelin görün ki çok sıra vardı. Bizimki biraz bekledi sonra Zumba’nın son seansına geç kalırım endişesiyle istemeye istemeye kuyruktan ayrıldı.
Ve işte başladığımız noktada fuarın son seansına geldik. Beto bu son seansta fazla sahne almadı. Daha çok diğer ZES’lerin (Zumba özel eğitmenleri) ders vermesini izledi. Bir kaç parçada da sazı eline aldı. Son şarkıyla beraber Rimini Wellness hem Zumba Fitness için hem de bizim için sonlanmış oldu. Bu arada diğer bütün salonlar boşalmıştı. En sona Beto ve Zumba Team kalmıştı. Aslında Beto sabaha kadar kalsa, ben hariç, kimsenin de gideceği yoktu.
Didem açısından oldukça verimli bir fuar olmuştu. 2013’te Rimini’de yeniden buluşmak dileğiyle…