4 Ağustos 2008
Bozcada gezimin ikinci ayağını Gelibolu’nun kuzey bölgesi oluşturuyordu. 18 Mart 2006 yılında yaptığımız Çanakkale gezisinde yarımadanın güneyinde kalan Seddülbahir kısmını dolaşmıştık. Şimdi kalan yerleri gezecektik.
Feribota Kepez’den binip Eceabat’a ulaştık. Hava yine rüzgarlıydı. Bu arada Kepez-Eceabat feribotları çok rahat. Bozcaada’ya giderken de bunları kullanabilirmişiz. Feribottayken boğazın en dar yeri olan Kilitbahir Kalesi ile Çimenlik Kalesinin arasını ve tabyaların fotoğrafını çektim. Bir yandan da 18 Mart 1915 gününü kafamda canlandırmaya çalıştım. İşte Dünya’nın en büyük donanmalarından biri bu tabyalardaki kahraman Mehmetçiğin karşısında tutunamamış, bozguna uğramıştı.





Eceabat’ı geçip Kilye Koyu mevkiinden sola, içeri doğru, saptık. Burada bizi Gelibolu Milli Parkı Tanıtım Merkezi karşıladı. Vaktimiz dar olduğundan (Bandırma-Yenikapı feribotuna bilet almıştık), bu merkezi es geçip Bigalı Köyü’ne doğru yola koyulduk. Yolun hem manzarası hem de asfaltı çok güzel. 3 gündür yakamızdan düşmeyen rüzgar da peşimizi bırakmıştı artık. Zaten rüzgarın gitmesiyle hava da oldukça ısındı.

Bigalı Köyü’ne ulaşıp motorlarımızı park ettik. Motordan inince havanın ne kadar sıcak olduğunu daha iyi anladık. Köy çok iyi korunmuş ve esaslı bir restorasyon geçirmiş. Bütün evlerde Türk Bayrağı asılı olması hoşuma gitti. 19. Tümen Müzesi’nden başlayarak tarihin bu önemli gazi köyünü dolaşmaya başladık.

Mustafa Kemal Atatürk ve 19. Tümen
20 Ocak 1915: Sofya Ateşesi Kurmay Yarbay Mustafa Kemal, Aralık 1914’de Başkomutan Vekili Enver Paşa’ya “Vatan müdafası için daha faal bir görev almak istediğini “ bildirdiği mektubunu yazdıktan sonra, 3. Kolorduya bağlı olarak Tekirdağ’da teşkil edilecek 19. Tümen Komutanlığı’na atandı.
25 Ocak 1915: Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Sofya’dan İstanbul’a döndü ve yeni görevi hakkında Harbiye Nazırı Enver Paşa ile görüştü.
2 Şubat 1915: Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Tekirdağ’a gelerek 19. Tümenin kuruluş çalışmalarına başladı.
25 Şubat 1915: 19. Tümen Komutanlığı görülen lüzum üzerine Eceabat’a nakledildi. Kurmay Yarbay Mustafa Kemal 19. Tümen Komutanlığı ile Eceabat Bölge Komutanlığı görevine başladı.
23 Mart 1915: Çanakkale Cephesi’nin önem kazanması üzerine Genel Kurmay Başkanlığı Gelibolu’da 5. Ordu’nun kurulmasına karar verdi. Kurmay Yarbay Mustafa Kemal’in 19. Tümeni Eceabat’ta ordu ihtiyatı olarak görevlendirildi..
24 Mart 1915: Kurmay Yarbay Mustafa KemalEceabat Bölge Komutanlığını 9. Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey’e devretti.
18 Nisan 1915: Kurmay Yarbay Mustafa Kemal komutasındaki 19. Tümen, 5. Ordu ihtiyatı olarak Bigalı Köyü ve çevresine getirildi.
18-19 Nisan 1915: 19. Tümen tatbikat icar etti.
22 Nisan 1915: 19. Tümen Uzunhıdırlı-Sivli arasında bir tatbikat icra etti.

25 Nisan 1915: Conkbayırı, Kocaçimen bölgesine çıkan Anzak Kuvvetlerine karşı 19. Tümen’in taaruzu.
25 Nisan 1915 sabahı düşman çıkarma harekatı gemi toplarının seslerinden anlaşılmış, 77. Alaydan telefonla durum 19. Tümen Komutanlığı’na bildirilmiştir. Bunu takiben 9. Tümen Komutanlığı’ndan saat 05:30’da yazılmış rapor, saat 06:30’da 19. Tümen Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal’in eline geçmiştir. Bu raporda Albay Halil Sami Bey düşmanın Arıburnu bölgesine çıkarma yapmaya başladığını ve Kabatepe bölgesindeki sırtları etkisi altına alabileceğini, bunu önlemek için Maltepe’deki birlikten (77. Alay) bir taburun Arıburnu istikametine acele olarak sevkini istemiştir. Aynı dakikalarda Kurmay Yarbay Mustafa Kemal 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa ile telefonla görüşmüş, Kolordu Komutanı durum hakkında henüz aydınlatıcı bir bilgiye sahip olunmadığını bildirmiştir. O sırada 5. Ordu Komutanı Liman Von Sanders de asıl taaruzun Saros’tan yapılacağını değerlendirerek bu bölgeden düşmanın hareketlerini izliyordu.

Artık çıkarma kesindi. Düşmanın kıyılarda tutunmasına fırsat vermemek gerektiğini değerlendiren Kurmay Yarbay Mustafa Kemal’e göre 19. Tümen’in harekatı için Gelibolu’dan emir beklemek, içerisinde bulunan kritik durumla uygun düşmüyordu. Kurmay Yarbay Mustafa Kemal kendi insiyatifi ile sorumluluğu üstlenerek, ordu ihtiyatı olan tümenin bir alayını ve bir dağ topçu bataryasını Kocaçimen Tepe üzerinden Arıburnu istikametine sevketmeyi ve tümenin büyük kısmını Bigalı’da her an harekete hazır bulundurmayı değerlendirerek 19. Tümen’e şu emri vermiştir:
“1. Düşmanın Arıburnu civarındaki çıkarma girişimi diğer noktalardaki çıkarma girişimlerinden daha ciddidir.
2. 57. Alay ve dağ bataryası, bir sıhhıye müfrezesi Kocadere batısındaki sırtlara hareket edecektir. (Bunlara ben şimdi şifahen emir vereceğim)
3. Tümenin büyük kısmı ordugahlarında her an harekete hazır bulunacaklardır.
4. Ben bizzat düşmana hareket eden müfreze ile beraber bulunacağım. İcap ederse büyük kısma emir vereceğim.
5. Tümen karargahında kalan kurmay başkanı ile irtibatta bulununuz.
6. Karargah Bigalı Köyü’nün doğusundaki sırtta ve değirmenin yakınındadır.

Kurmay Yarbay Mustafa Kemal başta olmak üzere, 57. Alay ve bir dağ topçu bataryası Bigalı Deresi boyunca uzunan yoldan yürüyüşe geçti. Düşmandan once Kocaçimen Tepesinin güneyine varıldıktan sonra denizden görülmeyecek şekilde mola verildi. Kurmay Yarbay Mustafa Kemal ve birkaç kişilik mahiyeti once atlı, sonra yaya olarak biraz ilerledi. Bu sırada 9. Tümen 27. Alayın kıyı savunmasında görevlendirilen erlerinin Conkbayırı’na doğru çekildikleri görüldü. Kurmay Yarbay Mustafa Kemal cephaneleri biten erleri süngü taktırarak siper aldırdı. Burada kazanılan dakikalarda 57. Alayın önündeki bölüğü ve taburu 261 rakımlı tepeye yaklaşan düşmana ilk darebeyi vurup ve geri çekilmesini sağlar. Çanakkale, Gelibolu muharebelerinin ilk dönüm noktası kazanılmış olur.
25 Nisan 1915 sabahı çıkarma başladığında 9. Tümen, bir taburu evvelce Arıburnu’na yerleştirmiş bulunan 27. Alay’ını kuzeye Kanlısırt üzerinden Arıburnu’na doğru sevk eder. Kocaçimen Tepe üzerinden Conkbayırı doğrultusunda taaruz eden 57. Alay ile güneyden gelen 27. Alayın hareketleri düşmanı sarsmış ve çözülmesini sağlamıştır. Bu muharebeler cereyan ederken kurulan Arıburnu Kuvvetleri Komutanlığı’na, Kurmay Yarbay Mustafa Kemal getirilir. 27. Alay ve bu bölgede savaşan diğer birlikler de bu komutanlığa bağlanır. 57. Alay ile yapılan ilk etkili müdahaleden sonra 77. Alayın güneyden taaruzu, bir gün sonra da 72. Alay’ın kuzeyde yer alarak taaruzlara katılmasıyla. 19. Tümen üç alayını da muharebeye sokmuş olur.

27-28 Nisan 1915: Anzak birliklerine karşı Arıburnu bölgesinde taaruzlarımız
1 Mayıs 1915: Arıburnu bölgesinde taaruzumuz
19 Mayıs 1915: Arıburnu bölgesinde taaruzumuz
24 Mayıs 1915: Yaralı ve ölülerin toplanması için 8 saatlik ateşkes anlaşmasının yapılması
1 Haziran 1915: Yarbay Mustafa Kemal’in Arıburnu bölgesindeki düşman çıkarmasına karşı gösterdiği üstün başarı ve fedakarlıktan dolayı albaylığa yükseltilmesi
3-4 Haziran 1915: İngilizlerin Arıburnı bölgesinde aldatma taaruzu
6-7 Ağustos 1915: İngilizlerin Conkabayırı bölgesine taaruzları
9 Ağustos 1915: 19. Tümen Komutanı Albay Mustafa Kemal’in Anafatralar Grup Komutanlığı’nı devralmak üzere Tümen komutanlığı’ndan ayrılması (21:45)
10 Ağustos 1915: Anafatralar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal’in Conkbayırı’nda harekat emrini vermesi ve şarapnel parçasının saatine isabet etmesi. (1. Anafartalar Zaferi)
21-22 Ağustos 1915: İkinci Anafartalar Zaferi
8-20 Aralık 1915: Müttefik Kuvvetler tarafından Arıburnu ve Anafartalar bölgesinin tahliyesi.
Kaynak: Atatürk Evi bilgi panoları, Bigalı Köyü

Bigalı Atatürk Evi:
Çanakkale Savaşı öncesinde kurulan 19. Tümen’e 1 Şubat 1915’te atanan Kurmay Yarbay Mustafa Kemal çok kısa sürede tümenini teşkil etmiş ve 25 Şubat’ta Eceabat’a, 24 Mart’ta da Bigalı Bölgesi’ne hareket etmiştir. Tümen karargahı olarak kullanılan bu ev dönemin köy muhtarına ait bir evdir. 25 Nisan’da düşman Arıburnu’na çıkmaya başlayınca birliklerini Kanlısırt-Conkbayırı-Kocaçimen hattına yerleştirir ve karargahını kurduğu Kemalyeri’ne gider.
Kaynak: www.canakkale.gov.tr


Bigalı Köyü’nden ayrılıp tekrar yola koyulduk. Hedefimiz Anzak Koyu ve 57. Alay Şehitliği’ydi. Bu arada Selçuk’un benzin ışığı yanmıştı. Bende benzin sifonu olduğu için içimiz rahattı. İcabında depodan depoya benzin aktarması yapabilirdik. Fakat bu topraklarda, evdeki hesabın çarşıya uymadığını biz de ilerleyen kilometrelerde öğrenecektik.



Bölgeyi gezerken gördük ki bizim şehitliklerimiz Anzak ve İngiliz askerlerinin mezarlıklarından daha bakımsızdı. Acaba Avustralya, Yeni Zellanda ve İngiltere bu mezarlıkların bakımını kendileri mi üstleniyor? Yoksa bizim devlet gelen yabancı misafirlere ayıp olmasın diye oralara daha mı fazla özeniyor?

Büyükanafarta Köyü’nün içinden geçip Anzak Koyu’na indik. Buralarda asfalt yenileme çalışmaları vardı. Kaymak gibi asfaltta yol alıyorduk. Ara ara yol çalışmaları yüzünden yavaşlıyorduk.
Anzak koyu adını 25 Nisan 1915 günü tan yeri ağarırken buraya çıkarma yapan “Anzac” yani Avustralya ve Yeni Zellanda birliklerinden alıyor. Buranın üst taraflarında, Kanlısırt denilen mevkide, çok yoğun çarpışmalar olmuş. Bölgeyi gezerken bu duygu ve düşünce yoğunluğundaydım. Biliyordum ki bastığım her noktada bir insan can vermişti.




Arıburnu’nu arkamızda bırakıp daha önce Anzaklar’ın da hedefi olan Conkbayırı’na doğru gaz açıyoruz. Gerçi Selçuk benzin probleminden ötürü pek gaz açamıyor. Lone Pine, Quinn’s Post yabancı mezarlıklarını arkamızda bırakıp 57. Alay Şehitliğine, daha doğrusu sembolik anıtın bulunduğu yere, geliyoruz.

Mehmetçiğe Saygı Anıtı
Bu anıt, Kabatepe Tanıtım Merkezi’nden yaklaşık 2km mesafede, Kabatepe-Conkbayırı yolu üzerinde yer almaktadır. Anıtın bulunduğu nokta Albayrak Sırtı’nın güney ucudur.
Mayıs ayının başından itibaren bu bölgedeki savaşlar siper savaşlarına dönüşmüş, siperler arası mesafeler 7-8m.’ye kadar düşmüştü. Siperlerde karşılıklı yoğun atışlar devam ediyordu. Böyle bir esnada iki siper arasında yaralı yatan bir İngiliz subayı yardım istemekte, fakat hiç kimse yardım edemiyordu. Bu esnada Türk siperlerinden bir Türk askeri siperden çıkar ve yaralı İngiliz subayını kucaklar, Anzak siperi önüne bırakarak geri döner. Bu olay karşısında Anzaklar büyük şaşkınlığa uğrarlar. Çünkü Avustralya ve Yeni Zelanda’dan getirilen askerler gemilerde, Türkler’in barbar olduğu, kesinlikle Türkler’e esir düşmemeleri gerektiği şeklinde sözlerle kandırılmışlardır. Bu olay karşısında da söylenenlerin yalan olduğu, Türkler’in nasıl kişiler olduğunu anlamışlardır. Bu İngiliz subay, Üsteğmen Casey’dir. Bu subay, daha sonraki yıllarda Avustralya Genel Valisi olmuştur.
Kaynak: www.canakkale.gov.tr



57. Alay Şehitliği
Şehitlik, Kabatepe-Conkbayırı yolu üzerinde Kılıç Bayırı’nın güney ucundadır. Burası aynı zamanda Bomba Sırtı’nın kuzey ucudur. Şehitlik, 1992 yılında mimar Nejat Dinçel tarafından tasarlanarak inşa edilmiştir. Bu şehitlik sembolik bir şehitliktir. 57. Alay’ın gerçek şehitliği Yarbay Hüseyin Avni Bey’in mezarı karşısında bulunan Çatal Dere Vadisi içerisindedir. 57. Alay, Yarbay Mustafa Kemal’in komutasındaki 19. Tümen’e bağlı bir alaydır. Mustafa Kemal’in emriyle bu bölgeye gelmiş ve savaş sonuna kadar bu bölgenin savunmasında birçok kahramanlıklar göstermiştir.
Kaynak: www.canakkale.gov.tr


Daha kuzeyde yer alan Suvla Koyu ve Kireçtepe Şehitlikleri’ni ise zaman ve benzin darlığından gezemedik. Manzaralı ve harika asfaltı olan yoldan Kilye’ye doğru inişe geçtik. Tam ovaya inmiştik ki Selçuk sağa çekti. Benzini bitmişti. Motorları yana yana getirip depodan depoya aktarma yapmak istedik ama benim benzin de çok azalmış. Sifon çalışmadı. Selçuk nefes ile çekmeyi denediyse de başarılı olamadı. Ben Bukefalos’a atlayıp yedi kilometre ilerdeki benzinciden depomu doldurdum. Bir şişeye de benzin koyup Selçuk ve Aslı’nın yanına geri döndüm.


Eceabat-Çanakkale feribotu ile Anadolu Yakasına geçip Bandırma’ya doğru yola koyulduk. Rahat bir yolculuktan sonra Yenikapı feribotuna binmiş İstanbul’a dönüyorduk.
Bu sefer de isteğim gibi gezemedim Gelibolu’yu. Bir dahaki gezide diyelim artık. O zamana kadar Çanakkale Savaşları üzerine bir kaç kitap daha bitirmiş olurum. Sonraki Çanakkale gezi raporunda hem bu büyük savaşı anlatmak hem de bölgenin ayrıntılı fotoğraflarını yayınlamak istiyorum.